Ecrimisil (Haksız İşgal Tazminatı) Nedir?
Ecrimisil; bir taşınır veya taşınmazın, malikin rızası olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması sonucu malik veya hak sahibi tarafından işgalciye karşı talep edilen tazminat türüdür. Haksız işgal nedeniyle taşınır veya taşınmazın kullanılmasından doğan gelir kaybının telafisi amacıyla ödenir. Ecrimisil, kira sözleşmesi olmadan yapılan kullanımlar için, yani fiili kullanımın yarattığı hukuka aykırılığı gidermek amacıyla düzenlenmiştir.
Örnek vermek gerekirse; A isimli kişi, B isimli kişiye ait bir dükkânı, B’nin izni olmadan kullanıyor ve herhangi bir kira ödemesi yapmıyorsa B, A’dan ecrimisil (haksız işgal tazminatı) isteyebilecektir.
Ecrimisilin Hukuki Dayanağı Nedir?
Ecrimisil talebinin hukuki dayanağı, Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu’ndaki haksız fiil hükümleridir. Özellikle TMK’nın 683 vd. maddelerinde mülkiyet hakkının korunması amacıyla mülk sahiplerine verilen haklar çerçevesinde ecrimisil talebi gündeme gelir. Bu hükümler, malike taşınmazını koruma ve gerektiğinde işgalciye karşı tazminat isteme yetkisi tanır.
Ecrimisil (Haksız İşgal Tazminatı) Şartları Nelerdir?
Ecrimisil talep edebilmek için gerekli şartlar şu şekildedir:
1. Mülkiyet Hakkına Dayanma: Ecrimisil talebinde bulunan kişi, taşınmazın maliki veya taşınmaz üzerinde ayni hakka sahip olmalıdır.
2. Rıza Dışında Kullanım: Taşınmazın maliki, kullanımına rıza göstermemiş olmalıdır.
3. Haksız İşgal Durumu: İşgal edenin, taşınmazda hukuka aykırı olarak bulunması, örneğin izinsiz veya sözleşmesiz olarak kullanımda bulunması gerekir.
4. İşgal Nedeniyle Zarar Meydana Gelmesi: Malik olmayanın haksız işgali, malik nezdinde zarara yol açmış olması gerekir. Ancak çoğu halde eşyanın tabiatı gereği zararın her halükârda ortaya çıkacağı açık ve bellidir.Yargıtay’a göre istenebilecek zararlar şu şekildedir: 1) Normal kullanım ile oluşan eskimeden doğan zarar, 2) Kullanımdan doğan zarar, 3) Malikin yoksun kaldığı fayda. (HGK-K.2015/1498)
Ecrimisil (Haksız İşgal Tazminatı) Nasıl Hesaplanır?
Ecrimisil hesaplanırken mahkemeler bilirkişiden rapor alarak, taşınmazın bulunduğu bölgedeki kira bedellerini göz önünde bulundurur. Ecrimisil bedeli belirlenirken en az kira geliri ve en çok tam gelir yoksunluğu dikkate alınmalıdır. Hesaplamada genellikle şu unsurlar dikkate alınır:
1) Taşınmazın Konumu: Özellikle merkezi veya ticari değeri yüksek bölgelerdeki taşınmazların ecrimisil bedelleri, taşınmazın kullanım amacına göre artabilir.
2) Kullanım Süresi: İşgal süresince elde edilebilecek kazanç, dava açan tarafın zararı olarak değerlendirilir.
3) Taşınmazın Niteliği: Tarla, arsa, konut ya da ticari mülk olması gibi faktörler hesaplamayı etkiler. Tarla nitelikli taşınmazlar için, tarladan elde edilecek ürün miktarı hesaplamada dikkate alınır. Diğer evsaftaki taşınmazlarda taşınmazın imar durumu, büyüklüğü, haksız işgalden önceki durumu ve işleviyle elde edilen gelir gibi hususlar hesaplamada dikkate alınır.
4) Bölgedeki Rayiç Kira Değerleri: Ecrimisil bedeli, işgal süresi boyunca taşınmazın serbest piyasada sağlayabileceği kira getirisi üzerinden belirlenir. Buradaki belirlemede baz alınacak emsallerin, haksız işgale konu taşınmaz ile aynı nitelik ve evsafta olması dikkate alınır.
Ecrimisil Talebinde Ortaklık Durumu
Paylı (müşterek) mülkiyet durumunda; her pay sahibi kendi payı oranında haksız işgalciye karşı ecrimisil talebinde bulunabilir. Örneğin A ve B’nin paylı mülkiyet ile malik oldukları bir taşınmazın tamamını C isimli üçüncü şahıs kullanıyor ise A ve B hem birlikte hem de kendi payı oranında tek başına C’den ecrimisil talebinde bulunabilir.
Elbirliği mülkiyeti durumunda da; her pay sahibi haksız işgalciye karşı ecrimisil talebinde bulunabilir.
Ortakların Birbirine Karşı Ecrimisil Talebinde Bulunması
Elbirliği mülkiyetinde, taşınmazı haksız olarak işgal eden paydaşa karşı diğer paydaşlar ecrimisil talebinde bulunabilir. Örneğin; A,B ve C’ye ait olan bir taşınmazı C tek başına kullanıyor ise A ve B, C’den ecrimisil talep edebilir. Bunun istisnası; ecrimisil talebinde bulunan paydaşların kendilerine ait net olarak belirlenmiş bir kullanım alanı olmamasıdır. Yani taşınmaz üzerinde paydaşlar arasında bir fiili taksim yapılmış ve her paydaşın kullandığı kısım belli ise, paydaşlar kendi kullandığı kısım üzerinde bir haksız işgal olmadığı sürece ecrimisil talep edemeyecektir.
İntifadan Men (İhtarname Şart mı?)
İntifadan men, taşınmazı haksız şekilde kullananın, malikin izni olmadan yaptığı bu kullanımı sona erdirme talebini ifade eder. Türk hukukunda, ecrimisil talebinde bulunmadan önce işgalciye bir ihtarname gönderilmesi yerleşmiş bir uygulamadır. Bu ihtarname, işgalcinin hukuka aykırı olarak taşınmazı kullandığına dair resmî bir bildirim niteliğindedir ve ecrimisil talebinin dayanağı olarak kabul edilir. İntifadan men şartı yalnızca ortaklık durumlarında ecrimisil talebinde bulunmanın şartı olarak aranmıştır; üçüncü kişilere karşı ileri sürülen ecrimisil taleplerinde intifadan men şartı aranmaz. Yani kural olarak haksız işgalde bulunan kişi paydaş ise ecrimisil talebinde bulunmadan önce haksız işgalciye, haksız işgali sonlandırması yönünde ihtarda bulunmuş olmak gerekir. Bunun da istisnaları vardır; şu durumlarda intifadan men şartı aranmaksızın ecrimisil talebinde bulunulabilir:
-Haksız işgale konu malın doğal semere veya kira gibi hukuki semere getiren yerlerden olması. Örneğin: meyve bahçesi, daire, araba vb.
-Ecrisimil talep eden tarafça haksız işgalci tarafa karşı daha önce hukuki işlem yapılmış olması. Örneğin, haksız işgale konu taşınmaza dair daha önce elatmanın önelenmesi, ortaklığın giderilmesi gibi davalar açılmış olması.
-Haksız işgale konu mal için paydaşlar arasında daha önce fiili taksim ya da fiili kullanım anlaşması yapılmış olması ve paydaşlardan biri veya birkaçının bu anlaşmaya uymaması.
-Ecrimisile konu taşınmazın kamu malı olması.
-Haksız işgalcinin taşınmazın tamamında hak iddiasında bulunması.
İntifadan Men İhtarının İçeriği
İntifadan men ihtarının geçerli olması için şu unsurları içermesi önemlidir:
1. Taşınmazın Detaylı Bilgisi: İhtarda, taşınmazın açık adresi, tapu kaydı, ada-parsel numarası gibi detaylar yer almalıdır.
2. İşgalin Hukuka Aykırılığı: İşgalin malikin izni olmadan yapıldığı ve hukuka aykırı olduğu belirtilmelidir.
3. Tahliye Talebi: İşgalciden taşınmazı kullanmayı bırakması, tahliye etmesi ve maliki mağdur etmemesi talep edilmelidir.
4. Ecrimisil Talebinin Bildirilmesi: Geçmiş döneme ait kullanım için ecrimisil talep edileceği ve bu tazminatın miktarının belirtilmesi ihtara eklenebilir.
İntifadan Men’in Şekil Şartı
İntifadan men, herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Uygulamada yaygın olan intifadan menin, noter kanalıyla ihtarname gönderilerek yapılmasıdır ancak intifadan men şartının yerine gelmesi için illa noter kanalıyla ihtarname gönderilmesi gerekmez. İntifadan menin yazılı olması yalnızca ispat kolaylığı sağlar. Yargıtay’a göre intifadan men tanık beyanları ile de ispat edilebilir. Yani, ecrimisil talebinde bulunanın, haksız işgalciye, söz konusu taşınmazın kullanımına son vermesi yönündeki yazılı veya sözlü olan tüm beyanları, ispat etmek şartıyla, intifadan men olarak kabul edilir.
İhtarnamenin Zamanı ve Uygulamadaki Önemi
İhtarnamenin gönderilme zamanı işgalin başlangıcını takip eden ilk süreçlerde yapılması önerilir. Ancak işgalin fark edilmesi veya ecrimisil talebinde bulunulmasına karar verilmesi üzerine de ihtarname gönderilebilir. İhtarnamenin amacı, işgalcinin hukuka aykırı olarak kullanımdan vazgeçmesini sağlamak ve ihtara rağmen işgale devam etmesi durumunda geriye dönük ecrimisil talebini güvence altına almaktır.
İntifadan Men ve Zamanaşımı Süresi
İntifadan men ihtarının, ecrimisil talebinde bulunmadan önce yapılması zamanaşımı süresinin başlangıcı açısından da önemlidir. Zamanaşımı süresi, ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten itibaren işleyen ecrimisil bedelinin hesaplanmasında dikkate alınır. Bu nedenle, ecrimisil taleplerinde ihtarname ile intifadan men işleminin doğru zamanda yapılması hak kayıplarını önler.
İntifadan Menin Hukuki Dayanağı
İntifadan menin hukuki dayanağı, Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu’ndaki haksız fiil ve mülkiyet hakkının korunması hükümlerine dayanır. Medeni Kanun’un 683. maddesi, malike taşınmaz üzerindeki haklarını koruma ve gerektiğinde işgalciye karşı tazminat talebinde bulunma yetkisi verir. Bu maddeler, mülkiyet hakkının ihlal edilmesi durumunda malik lehine ecrimisil ve intifadan men gibi hukuki yollara başvurma hakkını tanır.
Ecrimisil Davasını Kim Açabilir?
Ecrimisil davasını açabilecek kişiler, öncelikle taşınmazın maliki veya mülkiyet hakkına sahip olan kişilerdir. Bunun yanında, taşınmazı kullanma hakkına sahip olan kiracılar da, kullanım haklarının ihlal edilmesi halinde ecrimisil davası açabilirler. Kamu taşınmazları bakımından ise ilgili kamu kurumu, belediye veya devlet bu davayı açma yetkisine sahiptir.
Kiracıların Ecrimisil Davası Açma Durumu
Kiracılar, işgalcinin taşınmazı kullanımından kaynaklanan gelir kayıplarını gidermek amacıyla malikin izniyle veya kendi haklarına tecavüz edilmesi durumunda ecrimisil davası açabilir.
Zamanaşımı ve Geriye Dönük Ecrimisil Talebi Kaç Yıl İçin İstenebilir?
Ecrimisil davalarında zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu’na göre 5 yıl olup, geriye dönük olarak işgal süresi boyunca taşınmazdan elde edilebilecek kira gelirleri talep edilebilir. Zamanaşımı süresi, ecrimisil talebinin başlangıcından itibaren başlar ve geriye doğru 5 yılı aşan talepler zamanaşımına uğrar. Davalı tarafın zamanaşımı definde bulunmaması halinde taleple bağlılık ilkesi gereğince 5 yıldan öncesini kapsayan ecrimisil bedeli de hükme dahil edilir.
Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı
Zamanaşımı süresi, haksız işgalin malikin bilgisi dahilinde olduğu tarihten itibaren başlar. Eğer malikin işgalden haberdar olması ileri bir tarihe denk gelirse, bu tarih dikkate alınarak zamanaşımı süresi yeniden hesaplanır.
Faiz Başlangıcı ve Faiz Oranı
Ecrimisil talebinde faiz, ihtarname gönderildiği tarihten veya davanın açıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu tarihler itibarıyla talep edilen ecrimisil bedeline yasal faiz uygulanır.
Gecikme Faizi ve İşleyişi
İhtarnamenin gönderildiği veya dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına ek olarak, mahkeme tarafından hükmedilen gecikme faizi de eklenir. Bu, ecrimisil bedelinin ödeme sürecinde gecikme yaşanması halinde ek bir yaptırım niteliğindedir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Ecrimisil davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ecrimisil davası, taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığından bu dava taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde değil genel yetkili mahkemede görülür.
Ecrimisil Talebinde Kullanılan Belgeler ve Deliller
Ecrimisil davasında, davacı tarafın haksız işgali kanıtlayabilmesi önemlidir. Bu kapsamda, ihtarname, tapu kayıtları, tanık beyanları, kullanım izni olmadığına dair belgeler, kira bedeline dair piyasa araştırmaları gibi belgeler delil olarak sunulabilir. Bilirkişi raporları da mahkemece delil niteliğinde kabul edilmektedir.
Bilirkişi İncelemesi
Mahkeme, ecrimisil bedelinin tespiti için bilirkişiden rapor alır. Bilirkişi incelemesi, taşınmazın kira rayici, kullanım şekli ve işgal süresi gibi faktörlere göre bir değerlendirme yapar. Bu rapor, ecrimisil bedelinin adil ve hakkaniyetli bir şekilde belirlenmesinde büyük rol oynar.
Sonuç
Sonuç olarak, ecrimisil davası, haksız işgallerden doğan mağduriyetleri gidermeye yönelik etkili bir hukuk yoludur. Malikler, taşınmazlarını koruma haklarını sağlıklı bir şekilde kullanabilmek için süreci dikkatli bir şekilde takip etmeli, gerekli belgeleri eksiksiz hazırlamalı ve zamanaşımı süresine dikkat etmelidir. Böylelikle, ecrimisil talebiyle malikin haklarının korunması ve taşınmazın işgalci tarafından hukuka aykırı kullanımının sona erdirilmesi sağlanabilir.
Ecrimisil dava öncesi, dava süreci ve dava sonrası işlemlerin nitelikli takibi çok önemlidir. Bu noktalarda hukuki destek alınması elzemdir.
Avukat M. FARUK KOZOĞLU & EMRE KÖSEOĞLU (Hukuk Fakültesi Öğrencisi)
Konu ile İlgili Önemli Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – 2017/1-1275 E. 2019/752 K.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir. Olayda; davacı vekili, davalı şirketin kat malikinden kiraladığı iki bağımsız bölümü market olarak kullandığını, bu sırada apartman bahçesini de tümden işgal ettiğini, açılan dava sonucunda haksız olan el atmasının önlenmesine karar verildiği hâlde işgale devam ettiğini ileri sürerek, haksız işgal tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Haksız işgal tazminatı haksız eylem niteliğinde olup genel hükümler uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gereken bir dava türüdür. Kat Mülkiyeti Kanununda haksız işgal tazminatına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadığından uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanacağı dolayısıyla da sulh hukuk mahkemelerince bakılacağından söz etmek mümkün değildir.
Bu durumda, açılan davada uygulanması gereken 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2/1. maddesi uyarınca haksız işgal tazminatı istemine ilişkin davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Hâl böyle olunca. Özel Dairenin haksız işgal tazminatına ilişkin davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu yönündeki bozma ilamına mahkemece direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – 2017/1-1205 E. 2018/1947 K.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı aleyhine hükmolunacak ecrimisilin ihtarnamenin tebliğinden itibaren yedi gün sonrasına denk gelen tarihten, anahtarın teslim edildiği tarihe kadar olan dönem için mi, yoksa boşanma kararının onama ile kesinleştiği tarihten anahtarın teslim edildiği tarihe kadar olan dönem için mi hesaplanması gerektiği; ayrıca hüküm altına alınacak olan ecrimisil bedelinin belirlenmesi amacıyla uzman bilirkişiden rapor alınmasının gerekli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yerinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihe yedi gün eklenmesiyle tespit edilecek tarihten anahtarın teslim edildiği tarihe kadar olan dönem için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde direnme kararı kurulması isabetsizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – 2013/3-752 E. 2014/334 K.
Uyuşmazlık; yapı projesinde sığınak olarak gösterilen ve ortak mülkiyet hükümlerine tabi olan yer için ecrimisil talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir. Projesinde ortak kullanım alanı ( sığınak ) olarak gösterilen davaya konu bölümün, davalı tarafından bodrum katla ilişkilendirilerek, ekonomik fayda sağlamak amacıyla birlikte kullanıldığı; bir kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği taşınmazı, hukuki bir dayanağı olmadan kendi malı gibi kullanması ve dolayısıyla ekonomik yarar sağlamasının bir karşılığının olması gerektiği, bu bakımdan bu yeri kullanan kişinin hak sahiplerine haksız işgal tazminatı ödemek zorunda olduğu, haksız olarak kullanılan taşınmazın ekonomik tahsis amacı itibariyle gelir elde etmeye özgülenmemiş olmasının sonuca etkili değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – 2013/3-752 E. 2014/334 K.
Elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmazın kiraya verilmesi de kural olarak bütün ortakların oy birliği ile karar vermelerine bağlıdır. Ancak ortaklardan birinin veya birkaçının oy birliği ile karar alınmaksızın ve temsil yetkisi de olmaksızın taşınmazı üçüncü bir kişiye kiraya vermesi söz konusu olabilir. Böyle bir durumda, kiralayanın malik olması zorunluluğu bulunmadığından ve kira sözleşmeleri kişisel hak doğuran sözleşmelerden olduğundan yapılan kira sözleşmesi kendi tarafları arasında hukuken geçerlidir (HGK’nın 13.10.2004 tarih ve 2004/13-461 E., 2004/532 K.). Bu husus sözleşmeyle bağlılık ilkesinin de bir sonucudur. Ne var ki, bu şekilde yapılan bir sözleşme icazet vermedikleri sürece diğer ortaklar bakımından hüküm ifade etmez. Bu nedenle kiraya veren ortak veya kiracıdan ya da her ikisinden ecrimisil talep edebilecekleri gibi kiraya veren ortaktan gerçek olmayan vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca elde edilen menfaatin kendilerine düşen kısmının devrini de isteyebilirler.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – 2013/2367 E. 2015/1498 K.
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hâkimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda; dosyada hükme esas alınan 21.11.2011 tarihli raporun içeriğine göre, bilirkişinin taşınmazdan elde edilecek muz mahsulüne (tarım arazisine) göre inceleme yaptığı ve ecrimisili buna göre hesap ettiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, talepte gözetilerek taşınmazın boş arsa vasfı ile getirebileceği kira geliri üzerinden ecrimisilin belirlenmesi gerekirken, muz bahçesi olarak getirebileceği ecrimisil belirlenerek, bu miktar üzerinden karar verilmesi doğru değildir. Şu halde; yerel mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak, emsal araştırması yapılmalı, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak dava konusu ilk dönemde boş arsa olarak serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi – 2018/4312 E. 2019/10865 K.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta; intifadan men koşulunun davacının önceden ikame ettiği tapu iptal ve tescil davası ile gerçekleştiği açıktır. Nitekim davacının önceden açtığı tapu iptal ve tescil davası kabul edilerek hissesi oranında iptal ve tescile karar verilmiştir. Taşınmazın davalılar adına kayıtlı bulunduğu dönem için davalıların iyiniyetinden bahsedilemez ve bu dönem için davacının dava konusu taşınmazları kullanımının engellendiğinin kabulü gerekir. Mahkemece, davacı tarafa Mahkeme kararını infaz etmesi için süre ve imkan tanımak suretiyle güncel tapu kayıtlarının ikmal edilmesi, akabinde tapu iptali ve tescil dava dilekçesinin davalılara tebliği tarihi ile ecrimisil dava tarihi arasını kapsar şekilde usulünce yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda toplanmış ve toplanacak delillere göre ecrimisil hesabı yaptırılarak bir karar verilmesi gerekir iken yerinde olmayan gerekçeler ile ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi – 2021/183 E. 2021/1117 K.
Dava; paydaşlararası ecrimisil istemine ilişkindir. Paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Davaya konu taşınmazlar yönünden istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir.